Ne harika bir kitap Marslı öyle! Normalde böyle çok ses getiren
kitaplar, arkalarında gözleri yaşlı okurlar bırakırlar ama tepkimden de
anlayacağınız gibi, Marslı'yı çok beğendim.
Andy Weir'ın Marslı'sı Sizi Uzaya Çıkarıyor
Mark Watney, NASA'nın ARES 3 programıyla, beş kişinin daha olduğu 31 solluk
(mars günü) bir Mars görevine çıkıyor ancak tahmin edilemeyen bir kum
fırtınası yüzünden, uzay kıyafeti bozuluyor ve Mars'ta hapsoluyor.
İşin kötü yani NASA onun yaşadığını bile bilmiyor. Şimdi, Mark'ın yiyeceği
sınırlı, biterse ölür, eğer Hab (basıncı, ısıyı dengeleyen çadır bozması bir
şey) bozulursa, ölür. Su arıtma şeysi bozulursa, ölür. Güneş panelleri
bozulursa, ölür.
Bakarsanız, bu adamın hayatta kalması imkânsız görünüyor. Üstelik NASA'yla bir
de iletişim kurması gerek ve hayatta kalıp dünyaya da dönmeli.
Marslı yorumuma gelirsek...
Kitabın en sevdiğim yanı, aşk olmaması. Onun dışında, bir sürü kimyasal
uygulamalar, matematik şeyleri falan biraz akıl karıştırıcı ama okuyup
geçtiğinizde Marslı hakkında genel fikri alıyorsunuz ve bu
yeterli.
Üstelik sürekli artan bir gerilim olduğu için (ben son 50 sayfayı zor okudum.
Ne olacak demekten dilim damağım kurudu) bir sonraki sayfaya geçmek için
sabırsızlanıyorsunuz ve detaylara kafa yormuyorsunuz.
Marslı'yı okurken bir yandan merak ediyor ve bir yandan da ne diyor ya
bu, diye anlamaya çalışıyordum, zira adamın atlatmadı badire, yemeği şey
kalmadı.
"Ürünü Mars yüzeyine çıkardım. Çalışmamaya başladı."
En temel sorunlara ve ansızın patlak veren sorunlara kıvrak aklıyla cevap
buldu Mark. Bir yanım onu takdir ederken, diğer yanımda da ne zaman ölecek bu
adam diyordu. Çünkü bir insanın böylesine becerikli olmasına alışkın değilim.
Türkiye'de kimse değil. Bu arada kıvrak akıl demişken, Mark kitapta neşesini
kaybetmeyen biri. Onu seveceksiniz.
Spoiler
Şimdi, bu spoilera giriyor. Kitabın sonunda şöyle bir mesaj var:
İnsanların özünde insanlara yardımcı olmak gibi bir içgüdü var. Kitap
bunun üzerine kurulmuş, hatta Çin ve Amerika'nın işbirliği bile bir şekilde
buna dâhil edilmiş. İki ülke etrafa paralar mı saçmadı milyarlık projeler mi
yağmalamadı.
Tek hedef ne: Bir insanı kurtarmak. Bana bu olası gelmedi. Her gün yüzlerce
insan açlıktan, kanunsuzluktan ölürken bir insana bu kadar kaynak harcamak,
onu bırakın, dünyayı birbirine katacak kadar umursamak ne kadar olası? Bence
hiç. İşin güzel yanı ise, bunun bir kurgu oluşu.
Bir de bana göre Amerika'nın daha özgür bir medyası var ve kitaplarda
defalarca skandal lafı geçiyor. Bu kadar çaba büyük bir skandalı önlemek için
olabilir ve gerçekte de olabilir elbette ama en başta ufacık bir emirle de
uydu resimleri yok olabilir. Neyse, siz demek istediğimi anladınız.
Bitti
Kitap çok akıcı, karakteri epey renkli, çevirisi güzel. Kurgu inandırıcı.
Uzmanlığım yok ama sıradan ve cahil bir okur olarak, anlatılan kimyasal, fizik
şeyleri falan tutarlı. (Tek aklıma takılan, kum fırtınaları uzun sürüyorsa,
neden ilk kum fırtınası öyle hemencecik bitiverdi?) Bu konuda yazarı da tebrik
etmek lazım, hem kitaplarını bedavaya kendi sitesinde yayınlamış zamanında,
hem de bu kitabı yazmak için uzun uzun araştırmalar yapmış. Kendisi Warcraft
II'yi geliştiren programcılardan biriymiş üstelik ve Mars, botanik, insanlı
uzay uçuşları hakkında da araştırma yapmış.
Marslı Ayrıca Bir Film
Öncelikle filmde Matt Damon, Mark karakterini canlandırıyor. Film iki buçuk
saat ama nasıl geçtiğini hiç anlamıyorsunuz. Filmin %90'ı kitapla uyumlu.
Elbette kısaltmak için bazı yerler kesilmiş.
En büyük farklılık ise, filmin sonunda ortaya çıkıyor. Bir noktada Matt Damon
epey kilo veriyormuş gibi geliyor ama hem araştırmam hem de gözüm bana Matt'in
dijital olarak zayıfmış gibi gösterildiğini söyledi.
İnsan kilo verince yüzünden de gider yani... Matt'in tombalak yanakları olduğu
gibi duruyordu. Güzel ama hafif kusurlu bir film yapmışlar anlayacağınız.
Sonuç olarak, hem filmini hem kitabını önerdiğim bir eser Marslı.
Kesinlikle bir bakın. Pişman olmayacaksınız.
0 Yorumlar
Sen de fikrini bırak! ;)